Snippet

7 Ağustos 2011 Pazar

Milli Değişim Ama !

 Milli takımımız Guus Hiddink'in başa geçmesinden sonra bir değişim içerisine girdi. Genç gurbetçi oyuncularımızın milli takıma daha fazla kazandırılması, daha önce milli olmayan ancak milli takımı hakeden yeni yüzlerin çağrılması bu değişime örnek. Kimse bunu inkar etmiyor, ancak nedense milli takım aday kadrosu her açıklandığında kadroya çağrılan bazı isimlerin ne amaçla, hangi ölçütler esas alınarak çağrıldığı anlaşılamıyor. İsimler üzerinden gidecek olursak; 
 Çağlar Birinci: Ne Galatasaray performansı ne de milli takımda süre aldığı zaman boyunca gösterdiği performensıyla seçilmeyi haketmediğini düşünüyorum. Yerine alınabilecek en büyük aday ise Hasan Ali Kaldırım'dır. Almanya altyapılı oyuncuları milli takıma kazandırmaya çalıştığımız şu günlerde kendisinin de aynı altyapıya sahip olmasına karşın ne zaman çağrılacağını merak ediyorum. Burada altyapı tabiki seçilmek için en belirgin unsur değil ancak tanıyanlar zaten bilir nasıl bir oyuncu olduğunu ve milli formayı giymeyi hakettiğini. 
 Bir diğer isim Selçuk Şahin: Takım ve milli takım performansı mevkisine göre Çağlar'dan daha iyi olmasına rağmen kendisinin de çağrılması tepkiyle karşılanıyor haklı olarak. Son yıllarda Beşiktaş'ın ve futbolumuzun yetiştirdiği en göze batan yeteneklerden bir tanesi olan Necip Uysal'ın çağrılmaması da akıl gibi değil. Hem milli takımı gençleştirmeye çalışacaksın hem de potansiyeli en yüksek gençlerimizden biri olan Necip'i almayacaksın. 
 Bir diğer eleştirilen isim ise Gökgan Zan. Gerek sakatlıklarıyla gerekse oynadığı maçlarda bomba etkisi yaratmasıyla milli takıma seçilmeyi pek de haketmeyen bir isim. Her ne kadar Terim dönemiyle bir toparlanma sürecine girmiş olsa da şu an onun yerine çağrılabilecek çok daha hazır isimler var. Milli takım tercihini henüz yapmamış olan Ömer Toprak (Almanya'yı istiyor deniliyor), Gaziantepspor kaptanı Emre Güngör, Beşiktaş kaptanı İbrehim Toraman ve bunlardan başka birkaç isim daha Milli takıma çağrılmayı Gökhan Zan'dan daha fazla hakediyor.
 Kaleci konusunda ise Mert Günok'un gelecek vaadeden yetenekli bir kaleci olmasına karşın A milli takıma çağrılmak için yeterli tecrübesi olmadığı açık. Bir diğer isim ise Sinan Bolat. Genel kanı iyi bir kaleci olduğu yönünde. Avrupa Ligin'nde çeyrek  final oynamışlığı var. Ancak ne sebeple bilinmez milli takıma defalarca çağrılmasına rağmen maçlarda şans verilmiyor. Belçika uyruklu kalecimiz böyle giderse Belçika Milli takımına geçer mi bilinmez ama geçmesi sürpriz olmaz.

Genel olarak ülkemizdeki şike soruşturması birçok milli oyuncmuzun kafasını futbola vermesini engellediği söyleniyor . Milli takımımızın Estonya ile yapacağı hazırlık maçı, oyuncularımızın ne durumda olduklarını görmemiz için iyi bir fırsat. Üstelik liglerimizin ertelenmesinin oyuncular üzerindeki fizik etkilerini de analiz etme fırsatımız olacak.

2 Ağustos 2011 Salı

Galatasaray Dergisi / Beyaz Sayfa

 Derginin son sayısında ilk bakışta kapak resmi ilgi çekici ... Futbolun kara yüzünün konuşulduğu şu günlerde tertemiz geçmişiyle ezeli rakiplerinden ayrılan takımımızla bir kez daha gurur duyarken, dergi kapağının da çok manidar olduğunu söylemeden geçemiyoruz.

30 Temmuz 2011 Cumartesi

Sen de mi Agüero !

 Er veya geç herkes Agüero'nun daha büyük bir kulübe gideceğini biliyordu. A.Madrid ona birkaç beden küçüktü. Kulübünde zaten iyi performans gösteriyordu hatta takımı Forlan'la ikisi taşıyordu desek hata etmiş olmayız herhalde. Milli takımda Dünya Kupası'nda pek şans bulamadı ancak Cupa America'da bekleneni veremeyen ev sahibi ekibin en göze çarpan ismi olmayı başardı. İşler onun için yeterince yolundaydı ve hep ayrılmak istemediğini belirttiği A.Madrid kulübünden artık ayrılması gerektiğini düşünmeye başladı. Buraya kadar herşey normal ama turnuvada, birdaha madride dönmeyeceğini söylemesi eminim taraftarı kızdırmıştır. Zamanı geldiğinde herkes ayrılabilir ama bunun kaçar gibi olması kimseyi mutlu etmez. Zaten ekonomik sıkıntılar içinde olan A.Madrid yönetimi için ise aynı şeyleri söylemek pek mümkün değil. Çünkü Man City gayet iyi para verdi.

Benim merak ettiğim konu ise Agüero'nun bir yıldız harcama merkezi Man City'de nasıl bir performans görterecek olduğu. Herşeye rağmen kendisi en beğendiğim 3-5  hücumcudan biridir ve umarım mavi formayla iyi işler çıkarır.

Galatasaray 3- 0 Liverpool / Oh Be Galatasaray Varmış!

 Dün akşam Galatasarayımız ilk kez yeni kimliğiyle taraftarın karşısına çıktı ve herkese özlemi duyulan bir gece yaşattı. Rakip Liverpool, ingiliz devi ama dün akşam sahada tek takım vardı o da 'Fatihin Aslanları'ydı. Baros perdeyi açtı harika bir golle, asisti yapan ise vatandaşı Ujfalısi. İkinci golde de yine aynı isimler vardı. İkinci yarı biraz tutuk başladık ama toparlanmak zamanımızı almadı. Son olarak Elmander harika füzesiyle skoru tayin etti. Maç bir hazırlık karşılaşmasından çok daha fazlasıydı. Atmosfer harika, oyuncular harika, taraftar harika kısaca özlenilen Galatasaray harikaydı. Bize de 'oh be Galatasaray varmış' demek kaldı.

Geçtiğimiz yıllarda mahalle takımlarıyla hazırlık maçları yapıp takımı doğru analız edememe yanlışına bu yıl düşülmemesi Terim farkıdır. Olympiakos, Real Madrid ve Fiorentina(büyük ihtimalle) ile maçlarımız devam edecek.
(Bu arada uzun bir tatilden sonra yazmak güzel.)

14 Haziran 2011 Salı

Kaptan Gemisinde Kaldı


 Tartışmasız Türk futbolunun son yıllarda yetiştirdiği en büyük yetenek olan kaptanımız Arda Turan gelecek sezon da Galatasaray forması giyecek. Lig tv’ ye yaptığı açıklamada '' Ben Galatasaray'ın sözleşmeli futbolcusuyum. 27'sinde toplanıyoruz. Fatih Terim ile baba oğul gibiyiz, onu çok seviyorum. Her şeyi zaman gösterecek. Yeni sezonda tek hedefimiz şampiyonluk, başka hedefimiz yok.'' diyen kaptanımızın kalmasında Fatih Terim en büyük etkenlerden bir tanesi.
 Geçen sezon bir açıklamasında Arda:’’En az Galatasaraylılar kadar üzülüyorum. Onların bu halini anlıyorum. Benim de çok ağrıma gidiyor bir şeyler kazanamamak, hatta en çok belki de benim ağrıma gidiyordur. En çok ben isterim belki takım kaptanı olarak kupalar kaldırmak’’ demişti. Bu sözlerinden anlaşılacağı gibi eğer gitseydi eminim gözü arkada kalacaktı. Çünkü o hem Galatasaray kaptanı hem de çok iyi bir Galatasaray taraftarı. Eminim onun görülecek bir hesabı var ve bu hesabı kapatmadan yurtdışına da gitmeyecek. Bu sezon inşallah Galatasaraylıları çok güzel bir sezon bekliyor ve Arda da gelecek başarının baş mimarı olacak. Tekrar 10u parçalı giyerken görmek güzel olacak. Teşekkürler büyük kaptan.   

11 Haziran 2011 Cumartesi

Ceyhun Gülselam Galatasaray'da

 Bu transfere öncelikle BAM penceresinden bakmak gerek. Orta sahada BAM'dan sonra kim geçerse geçsin taraftar bayram edecek duruma geldi bu sene. Pas hataları, geri paslar, saçma top kayıpları...vs. taraftarı canından bezdirdi. Belki bu hataları Ceyhun da yapacak ancak bunu her geçen hafta azaltmalı, kendini geliştirmeli, tabi takımda kalıcı olmak istiyorsa.Aslında yapması gereken sade, basit ve en az riskle oynamak. Terimle beraber zaten üzerine birşeyler koyacaktır.

Ceyhun'u iyi bir yerli alternatif olarak düşünmek gerekli. Barış gitti Sarp da gidici, belki Ayhan bir yıl daha tribünden izleyebilir. Onların gitmesi şüphesiz en çok bizi mutlu ediyor ancak yedek kalmayı sorun etmeyecek, görev verildiği zaman yerine getirebilecek isimlere de ihtiyaç var. Ceyhun yerli, genç,bedelsiz, hem deransın hem ön liberonun jokeri olarak  gayet başarılı bir transfer. Yukarıda da bahsettiğim gibi gerisi Ceyhun'a kalmış durumda. Şenol Güneş'ten sonra Terim onun için büyük şans olacak. Kimse tanımıyorken ona Fatih hoca güvenmiş milli takıma almıştı ve yine aynı hocayla bu kez Galatasaray için mücadele edecek. Umarız kendisi Fatih hocayı ve bizi mahçup etmez ve parçalı ile kupalar kaldırır. Aramıza hoşgeldin Ceyhun.

1 Haziran 2011 Çarşamba

Bayrak Adam: Milan Baros

Aslında oldukça normal bir gündü ve biz taraftarlar internet başında transferlerle ilgili haber kovalıyorduk. Bir anda ne olduysa twitter karıştı ve Baros'un sözleşmesinin fesh edildiği haberleri dolaşmaya başladı ve TFF'nin sitesi ve bazı spor siteleri de  haberi doğruladılar. Daha olayın şokunu atlatamamıştım ki bir baktım birçok Galatasaray taraftarı çoktan Baros'u göndermiş yerine Drogba'yı transfer etmiş, attığı gollerden çok gördüğü kartlar tartışılmaya başlanmış. Neyse ki fazla geçmeden haber resmi olarak yalanlandı ve bir oh çektik. Gerçekten inanılmaz bir durumdu. Biz kadroda revizyon derken acaba bizi yönetim yanlış mı anladı diye düşünmüştüm bir ara. Çünkü Baros'tu söz konusu olan, daha Harry Kewell'ın yollanmasının üzerinden 24 saat dahi geçmemişti ki taraftar böyle bir olayı zor kaldırırdı. Kim ne derse desin Baros bu taraftarın sahadaki ruhunu yansıtan birkaç oyuncudan biridir, neredeyse  sezonun yarısından fazlasında oynamamasına rağmen en golcü ismidir. Oynadığı üç sezonda Galatasaray'ın en çok gol atan 10. futbolcusu olmuştur(tüm sakatlıklara rağmen). Sözde oyuncularımız Ankaragücü maçında leblebi gibi gol yerken, sahadan ağlayarak çıkandır Baros. Samiyenden ayrılırken soyunma odasının kapısını söküp eve götürendir. Ayrılık vakti geldiğinde elbette biz de veda etmeyi biliriz ama şu an ne yeri ne zamanıdır. Çünkü Milan Baros bu takımda 'Bayrak Adam'dır.