Snippet

19 Eylül 2011 Pazartesi

4-3-3 Laneti ve Yenilerle Gelen Galibiyet

Kolay olmasını beklediğimiz bir maç değildi.Samsun ilk maçını kazanmış olmanın özgüveni, Petkoviç gibi tecrübeli bir hoca ve Bance gibi etkili bir silahla gelmişti Arena'ya.İlk 15 dakika baskılı oynayan ama üretkenlikten uzak bir Galatasaray vardı sahada.Bu bölümde tek net gol şansı Eboue'nin sağ kanatta pres yaparak kazandığı topta Sabri'nin çıkarıp önce Baros ardından Riera'nın değerlendiremediği pozisyondu.
Bu bölümden sonra ilk yarının sonuna kadar sıkıcı bir futbol vardı.Oyuncular hırslı, istekli ancak bal yapmayan arı misali.Bunun da temel nedeni Rijkaard'ın gelmesiyle bizim takımda moda olan  4-3-3 formasyonunun ısrarla takıma adapte edilmeye çalışılması.3'lü forvetin sağ ve sol kanadı, Kazım'ın çok fazla çizgide oynaması Riera'nın da daha çok topu üstüne istemesi aynı zamanda da orta üçlüden  destek gelmemesi Baros'u ileride
çok yalnız bıraktı.Topu bir şekilde ceza yayına ya da kanatlara getirdik ama Baros'a yardımcı koşuların olmaması ceza sahası etrafında top çevirmekten başka bir sonuç vermedi.Öyle ki, kuş bakışı bakıldığında ceza sahasını sağdan Kazım-Sabri,soldan Riera-Hakan ortadan Selçuk-Eboue ile kuşatan bir tim ve kale içerisindeki esiri oynayan bir Baros görüntüsü vardı.Baros'u yaptığı koşularla rahatlatacak ya da Baros'un boşalttığı alanlara girecek bir oyuncu gerekiyodu,bunun da anlamı aslında 2. forvetin girmesi demekti.
Fatih Terim'i bazen anlayamıyorum,elinde bu denli 4-4-2 oynamaya müsait bir takım varken 4-3-3 abesd-i iştigal bence.Eboue'yi orta sahada kullanmak yerine ortanın sağında, Kazım'ı da Baros'un yanında kullanabilirdi.Oyuncuları maksimum verim alabileceğiniz yerde oynatmak maksimum takım performansınızla doğru orantılı birşeydir.Nitekim Fatih Hoca ikinci devrede hatasını anladı ve Kazım'ı forvete Eboue'yi de gerçek yeri sağ kanada çekince takım doğru görüntü vermeye başladı.Kazım'ın pasında Eboue'nin bulduğu pozisyon 2. forvet oyuncusunun getirisiydi.Kazım üstüne çektiği rakiplerden kurtulup boşa çıkan Eboue'yi gördü ve o da pas yerine vurmayı tercih etti. Derken yaptığı her hata kalemizde golle bitmeye mahkum olan Gökhan "The Kalas" Zan'ın hatası geldi ve gittiği için Allah'a binlerce kez şükrettiğimiz eski BAM üçlüsünün M'si şansının da yardımıyla attı golünü sonra da "Yukarıda Allah var" gibisinden bir de selam yolladı tribünlere.Yesinler seni,koçum benim!
Fatih Terim'in en sevdiğim özelliklerinden biri takım kötü gittiğinde oyuna derhal müdahale etmesi.60'lı dakikaların başında Elmander ve ardından Sercan değişiklikleri bahsettiğimiz hücumdaki hareketliliği getirdi.Selçuk'un pasında Sercan'ın hareketlenip iki savunma oyuncusunu üstüne çekmesi ve buna bağlı olarak Elmander'in boşa çıkması,Sercan'ın harika topuk pası ve Elmander'in müthiş solu.İşte bütün mesele bu.Bu hareketliliği yakaladığınız zaman iyi hücum ediyorsunuz zaten sistem falan bahane bence.Misal, Baros geçtiğimiz yıllarda da tek santrafor oynuyodu ama arkasında Kewell,Lincoln,Arda,Keita hatta Elano ve zaman zaman da Nonda gibi gol sezileri olan,savunma dengesini bozucu koşular yapan ya da rakibi üstüne çekip Baros'a pozisyon hazırlayan oyuncular vardı.Baros'a mutlaka yardım gerekiyor.Bunun da ilacı çift forvet oynamak.Zira 3 lü orta sahadan ne Selçuk ne Melo böyle bi oyuncu.Eboue biraz bu özelliklere sahip ama o da oranın adamı değil.Kazım da kanatta oynadığı zaman çok çizgide kalıyo ve takım oyunundan kopuk oynuyo,oysa forvette daha hareketli ve etkili şutları da olan bi oyuncu.Baros'un yanında Sercan,Elmander ya da Kazım gibi adamlar oynarsa hem kendisi hem de Galatasaray takım olarak daha iyi oynar.Bu sayede ileride top daha fazla kalır, Selçuk ve Melo'nun ters toplarıyla da kanat oyuncularını daha efektif kullanabiliriz.Zaten Fatih Terim de son yarım saatteki oyunla artık bunu daha iyi anlamıştır.

Elmander girdikten sonra kalitesini fazlasıyla ispatladı,tam bir "secondary striker".Sercan'ın arkasında yardımcı oyuncu olarak oynadı.Attığı golde boş alana koşuşu ve vuruşu kalite kokuyor.Riera ilk maçı olmasına rağmen gayet istekli gözüktü.Top ayağına yakışan,teknik kapasitesi yüksek bi oyuncu.Zaman zaman bocaladı ama maç maç bu eksikliğini giderir.Orta sahada Melo iyi oynasa da zaman zaman gereksiz çalım sevdasına dalıp top kaybetti,yapmaması gerekir o mevkide oynayan bir oyuncunun.Onun dışında gayet iyi bir maç çıkardı.Selçuk her zamanki gibi iyiydi.Sabri bildiğimiz hırs ve zeka eksikliğiyle istikrarını korudu.Eboue orta alanda oynamasına rağmen ilk maça oranla daha iyiydi.Hakan Balta diğer maçlara oranla daha atak oynadı.Her maç böyle oynasa bari :).Tandemde Ujfa hatasız oynadı,Gökhan da hatasına rağmen benim en çok çekindiğim isim Bance'yi iyi marke etti.

Samsun ise beklediğimin aksine çok defansif oynadı,orta alanı kalabalık tutup GS orta sahasını pas hatasına zorladılar,ilk yarı planları tuttu aslında ama Melo'nun golüyle geriye düşünce ikinci yarı daha ofansif görüntü çizseler de bu sadece görüntüde öyleydi.Üretkenlikten uzaktılar çoğu zaman.Bance sıkı markaj altında fazla etkili olamadı.Fink Samsun adına en iyi oyuncuydu diyebiliriz.BJK'deki işçi pozisyonunun aksine Samsun'da daha çok yönetici pozisyonunda oynuyor,yanında Mustafa Sarp oynadığından olsa gerek :)

Dikkat ederseniz gollerden çok fazla bahsetmedim.Geçen yıldan zaten kötü sonuçlara alışıktık o yüzden en azından güzel oyun daha önemliydi benim için ama kötü futbolla da olsa galip gelmemiz elzem olan bir maçtı.
Doğru oyuncuları doğru sistem içinde kullanabilirsek çok kaliteli futbol oynayabilir Galatasaray takımı.
Selçuk,Melo,Riera,Baros,Elmander,Eboue,Ujfa ve Muslera, isimlere baktığınızda Süper lig için gayet yeterli bir kadro.Burda iş Fatih Hoca'nın hünerine kalıyor artık.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder