Snippet
4 Mart 2012 Pazar
Milli Rejenerasyon
İki yıllık başarısızlık,korku ve stres dolu Guus Hiddink döneminin bitmesinin ardından oluşturulması düşünülen yeni yapılanma sürecine girmiş bulunmaktayız. Bu amaç doğrultusunda Milli Takım'ın başına getirilen Abdullah Avcı'nın Slovakya ile oynanan hazırlık maçının kadrosuna davet ettiği isimler, değişimin ne denli köklü olduğunu bizlere gösterdi. Bu yeni kadronun yaş ortalaması 23,5. En genci 1991 doğumlu Semih Kaya, en yaşlısı ise 1985 doğumlu Gökhan Gönül. Ancak tabii, bu kadronun üzerine 4-5 isim eklenip çıkarılacaktır diye düşünüyorum. Gökhan Töre, Hamit Altıntop sakatlıklarından dolayı kadroda yoktular. Ancak yüzde 85 takımın kadrosu budur. 2008 yılındaki Avrupa Şampiyonası'ndan sonra, önce 2010 Dünya Kupası ve ardından 2012 Avrupa Şampiyonası'na gidemememiz kağıt üzerinde büyük hayal kırıklığı olsa da aslında oynanan futbola bakıldığında hiç de sürpriz değil. Özellikle Hiddink döneminde oynanan sıkıcı, ne göze ne de skor tabelasına hitap eden futbol anlayışı, sonuçlar çok kötü olmasa da kimseyi memnun etmedi. Neticede Almanya'nın ardından play-off oynama hakkı elde edildi ama işte en fazla özgüven ve azimin gerekli olduğu Hırvatistan maçlarında, o genel ruhsuzluk halinin ceremesini çektik. Bu nedenlerden ötürü heyecanını kaybetmiş, artık futboldan beklediği çok fazla şey kalmamış oyuncular yerine genç, yetenekli, hedefi olan oyuncuların monte edilmesi takıma yeni bir soluk katacak, yeni bir hava oluşturacaktır şüphesiz. Ama bir maçla olacak iş değil tabi bu, hayli zaman gerektiren hassas bir süreçtir. Peki Abdullah Avcı'ya bu zaman tanınacak mı? İşte en kritik soru budur. Bu yeni oluşumun beraberinde getirdiği sancılara (olması kaçınılmaz, illaki olacaktır) ne kadar tahammül edilecek? Hem goygoycu medya,basın, hem de biz futbolseverler kaçıncı mağlubiyetten sonra kellesini isteyeceğiz Abdullah Avcı'nın? TFF ne kadar arkasında durabilecek? Bu sorulara olumlu cevap bulunabilirse belki ileride büyük bir turnuva kazanabiliriz neden olmasın. Türkiye'de şu ana kadar sadece bir jenerasyon bunun üstesinden gelebildi. Çoğunluğu 1970-1974 arası doğumlu oyunculardan oluşan jenerasyon. 1990 yılında Sepp Piontek'in önderliğinde başlatılan ardından Fatih Terim ile birlikte geliştirilen bu yeni oluşum, milli takımlar bazında en büyük başarılarını kazandırdı ülkeye. O jenerasyon önce 1993 yılında Akdeniz Şampiyonu oldu, 1996 Avrupa Şampiyonası'na katılma hakkını elde etti. Euro 2000'de çeyrek final oynadı, 2002 Dünya Kupası'nda ise 3.cü olarak görevlerini layıkıyla tamamladılar. Hakan Şükür, Sergen Yalçın, Tugay Kerimoğlu, Okan Buruk, Ümit Davala, Bülent Korkmaz, Alpay Özalan, Ergün Penbe, Arif Erdem, Ogün Temizkanoğlu, Tayfur Havutçu, Abdullah Ercan ve daha birçokları. Bu saydığımız isimlerden sadece 1969 doğumlu Ogün ve 1968 doğumlu Bülent var 1970'ten önce doğan. Bu jenerasyon kesinlikle Türk futbol tarihinin en önemli yaş grubudur. Çünkü bu jenerasyon sadece milli takıma başarılar kazandırmadı, Galatasaray'a da UEFA Kupası'nı kazandırdı. Bu açıdan bakacak olursak bu yeni oluşumun rol model alması gereken jenerasyon da bu olmalıdır diye düşünüyorum. Gerçi jenerasyon işi 20'li yaşlardan sonra değil en alt kademede başlatılmalı, orası ayrı bir yazı konusu. Fatih Terim'in o jenerasyonu nasıl oluşturduğu ile ilgili çalışmalara Orhan Uluca şurada değinmişti. Bu hususta kulüplere çok iş düşüyor. Genç oyuncusunu oynatmayıp, kenarda yanında oturtması, kulüp teknik adamlarının en fazla zevk aldığı şey neredeyse Türkiye'de. Yeni milli takım'a çağırılan isimlerin büyük çoğunluğunun kendi takımlarında oynuyor olması sevindirici gelişme. Ama takımın tam anlamıyla sistemini oturtup,hücumda ve savunmada bir bütün olarak hareket edebilmesi en az 1 yıl zaman alır. Yine başa dönecek olursak, bu süre zarfında gelecek eleştiriler ne kadar az olur ve Avcı da ne kadar az etkilenirse bizim için o kadar iyi olur. Çağırılan ve çağırılması muhtemel isimlere değinelim.
Kale
Öncelikle fikrimi söyleyeyim ; Volkan ve Emre'nin milli takıma alınmamasını doğru buluyorum. Hatalarını anlayıp, özür dilemedikleri müddetçe de bu değişmemeli. Bu sezon harika oynayan Tolga, istikrarlı Sinan Bolat, hataları olsa da genelde iyi kaleci olan Cenk Gönen ve sakatlıktan yeni çıkan Onur Kıvrak. Bence gayet yetenekli kalecilere sahibiz. Eğer Onur eski formuna kavuşabilirse birinci kaleci için en büyük adayım. Ama en yetenekli oyuncudan ziyade, sezon içindeki dinamiklere göre, form durumu daha yüksek ve daha konsantre olanın birinci kaleci olmasını temenni ederim.
Savunma
Çok uzun yıllardır en sorunlu mevkimiz. Bülen Korkmaz-Alpay Özalan'dan sonra istikrarlı ve sağlam bir ikili
bulamadık orada. 5-6 yıllık bir Servet-Gökhan travmasının bitmesine sevinen milyonlarca insan var bu ülkede. Semih Kaya, unutulmaya yüz tutmuşken küllerinden doğdu bu sezon. Geçirdiği ağır sakatlıklara rağmen hala futbol oynayabilmesi takdire değer.Yaşına göre iyi pozisyon bilgisi, kritik müdahaleleri, mücadelesi ve çabukluğuyla yıllarca milli takım formasını giymeye aday. Serdar Aziz, iki sezondur hayranlıkla izlediğimiz, 1990 doğumlu, Bursaspor'un son dönemde yetiştirdiği en önemli oyuncu. Hırsı, hızı, hava toplarındaki hakimiyeti ve sağlam duruşunun yanında, liderlik özelliği de olan bir oyuncu. Genç yaşına rağmen Bursaspor gibi bir klüpte kaptanlık yapmak hiç kolay değil. Semih ile birlikte en ümitli olduğum oyuncu. Bu iki oyuncunun da eksikleri var ama giderilemeyecek türden değil, küçük farklar hepsi. Ömer Toprak ilk oynadığı Hırvatistan maçında kalitesini göstermişti zaten. Savunmada tek problemi, biraz sezgisel. Yani pozisyonu okuma konusunda biraz eksik geldi ama bunu hızıyla kapatıyor. Top kullanma becerisi ise oldukça iyi. Serdar Kesimal'i de bunlara dahil edersek iyi bir stoper derinliği oluştu. Tabii ki de Egemen'i unutmayalım. Bu maç kadroya çağrılmadı belki ama kesinlikle çağırılmalı, bence şu an ülkede mevkisinin en iyisi. Eren Güngör'ü ise bu isimlere nazaran daha zayıf görüyorum, hatta milli takım aday kadrosunda olmak için bile yetersiz diye düşünüyorum. Fundamental olarak zayıf oyuncu. Savunma ikilisi oluşturmak zordur. İki oyuncunun birbirini iyi tanıması, eksikliklerini bilmesi gerekir her yönüyle. Kumaşı iyi oyuncularımız var umarım hangi ikisi oynarsa oynasın bu uyum uzun sürmez. Sağ bekte Gökhan alternatifsiz o yüzden her ne kadar beğenmesem de Sabri mutlaka kadroda olmalı, daha iyisi yok çünkü. Asıl sorun sol tarafta. Hakan Balta bir daha çağrılır mı bilmem ama, hücumsal dezavantajına rağmen, kadrodakilerden daha iyi olduğunu söyleyebilirim. İsmail'in bir günü diğerini tutmuyor ve Hasan Ali henüz bu seviyede top oynamadı ama oynatmadan da bilemeyiz. O yüzden zamanla Hasan Ali daha iyi seçenek gibi gözüküyor. Benim ilerisi için o bölgede en çok görmek istediğim oyuncu ise Özgür Çek. İki senedir alın şu adamı dedik dinletemedik. Hücum özellikleri harika bir oyuncu, savunmasını da biraz geliştirirse oranın değişmezi olur. Aykut Kocaman'ın kısa vadede Türk futboluna kazandıracağı en iyi şey Özgür Çek olabilir. Umarım beklediği şansı bulur. Caner'in ise bu performansla milli takımda olmasını anlayamadım, sol bek oynamasından bahsetmeyelim bile.
Orta Saha
Gelelim futbolun en can alıcı, en önemli bölgesine. Bu bölgede oynayan oyuncuların performansı yukarıda uzun uzun değerlendirdiğimiz savunma oyuncuların performasını da etkiliyor, aşağıda okuyacağınız forvet oyuncularının performasını da. Futbol artık 20 yıl öncesine göre çok daha kollektif oynanıyor. Bu yüzden de herhangi bir mevkide oynayan bir oyuncunun performansı diğer 9 oyuncunun da performansını etkileyebiliyor. Ancak orta saha oyuncularının etki katsayısı diğer mevkilere oranla çok daha fazla. Bu bölgede iyi oyunculara sahip olduğumuzu düşünüyorum. Nuri Şahin, Selçuk İnan, Mehmet Topal ve sakat Hamit bunlardan en öne çıkanları. Ama Hamit hariç hiçbirinin uluslararası tecrübesi olmaması düşündürücü. Mehmet Topal da istikrarlı gidiyor Valencia'da ama milli takım maçları daha başkadır ve Topal henüz milli takım için vazgeçilmez bir oyuncu olmadı hiç, ama olabilir. Bu geçiş sürecinde fazla sorun yaşanmazsa uzun vadede orta alan da sorun yaşamayız bence. Selçuk bu seneki performansıyla bu sürece en hazır oyuncu. Zaten Hiddink'in takımının da en ışıldayan oyuncusydu. Nuri Şahin tekrardan oynamayı hatırlamalı. Sezon başında geçirdiği sakatlık çok büyük şanssızlık oldu onun için ama ben Nuri'nin toparlayacağına gönülden inanıyorum. Ayrıca sistem içerisinde, orta alanda ona oyunu yönlendirebileceği ortamı sağlamak zorundayız. Bu yanındaki oyunculara da bağlı, tabii ki takım dizilişine de. Selçuk ile iyi ikili olabileceklerini düşünüyorum. İkisi de hem hücumda hem savunmada takıma dinamizm katar. Hamit de her daim bu takımda olmalı. Bu sene ligde çıkış yapan Necip, Alper ve Soner gibi oyuncular ise uzun vadede faydalı olabilecek oyuncular. Kenarlarda ise daha kısır oyuncu grubu mevcut. Arda artık takımın en tecrübeli ismi 25 yaşına rağmen. İki yıldır üstlendiği takımın hücum gücünü üstlenme işini bir kademe daha yukarı çıkarması gerek. Bu yolda ona en çok yardımcı olmasını beklediğim isim ise Gökhan Töre. Kesinlikle çok yetenekli oyuncu ve fiziksel özellikleri de gayet iyi. Eğer iyi etüt edilirse çok büyük takımlarda oynayabilir. Son yıllarda topu ayağına aldığında bu kadar beni heyecanlandıran oyuncu olmadı Türk oyuncular içerisinde. Bekleyip, görelim gelişimini. Tunay Torun'un iki yıl öncekiyle şimdiki hali arasında negatif bir fark var gibi, Slovakya maçında fena değildi yine de. Sakatlıklarının etkisi var tabii bunda, onun için de henüz konuşmak erken. Olcan Antep'te yaptığı çıkışı Trabzon'da da sürdürüyor. Hatta Antep'teki rolüne oranla daha özgür oynayınca ve yanındaki isimler de daha kaliteli olunca sonuca daha çok etki ediyor. Yetenekli, akıllı ve çabuk. Bu tipte oyuncu sayımız az olduğundan üzerine gidilmeli Olcan'ın. Mehmet Ekici milli takıma seçildiğinden beri hiç geliştiremedi oyununu. Genç oyuncuların yaptıkları çıkış sonrası belli zamanlarda yaşadığı düşüş onda da baş gösterdi, takımında da çok iyi sezon geçirmiyor. Ama yeteneği nedeniyle kadronun içerisinde olması gereken oyuncu.
Forvet
Kısır mevkilerimizden biri ve en önemlisi de ileri uç. Burak Yılmaz'ın bu sezon attığı 29 gol umut verici ama maalesef tam anlamıyla komple bir forvetimiz yok. Hiddink döneminde sıkça tek forvet oynatıldı Burak ve sonuç beklediğimiz gibi oldu. Evet gol de attı ama oyuna katkı anlamında neredeyse hiç etkili olamadı. Bunda tek forvet oynamaya hiç alışkın olmayışının yanında, arkasında oynayan oyunculardan hiçbirisinin de ofansif-topsuz oyunda ona yardımcı olmamasının da etkisi vardı. Bu yıl Olcan ile olan uyumu düşünüldüğünde bu daha kolay anlaşılıyor. Mustafa Pektemek gelişmekte olan bir oyuncu. Burak kadar hızlı ve ona göre avantajı tekniğinin daha iyi olması. Bu sayede ileride top tutmaya daha müsait ama tek forvet oynamak için gerekli taktisel olgunlukta değil henüz. Ayrıca önce Beşiktaş'ta düzenli olarak oynamaya başlaması gerek. O yüzden Avcı'nın çift forvet oynaması takım için daha hayırlı olur. Burak, Mustafa, Mevlüt, Umut gibi sürekli savunma dengesini bozucu koşular yapan oyuncuların olması, geriden gelen oyuncular için şanstır. Türkiye'de üzülerek söylemek gerekirse golcü yok çok fazla. Cenk Tosun geçen yılki çıkışın ardından Mehmet Ekici'ninkine benzer bir düşüş yaşamakta. Cenk yukarıda bahsettiğim komple forvet tanımına uyan bir oyuncu. Daha 20 yaşında, bunu atlatır diye düşünüyorum. Bu yıl zaten genel olarak Gaziantepspor'da düşüş vardı, bu da etkili oldu performansının düşmesinde. Semih'in form durumu da beni üzüyor. Formda olduğunda milli takımın değişmez oyuncusudur bence. Her şeyden biraz var derler ya, öyle oyuncu işte. Takımda varsa oyunu rakip alana yıkabiliyorsunuz ve de bence gol vuruşları Burak'tan daha kaliteli. Aykut Kocaman'ın fazla şans vermemesinden mütevellit, bu yıl bir boşvermişlik var. Geçici bir süreçtir umarım.
Yeni bir milli takımımız var sonuçta. Başlarda kötü sonuçlar alınabilir ama sabretmemiz gerek. Abdullah Avcı'nın bu takımı nasıl dizayn edeceği şu an muamma. Sistem, hücum ve savunma düzeni vs.. bunlar bayağı zaman alan çalışmalar. Birbirlerine yabancı oyunculardan kurulu bu takımın herşeyden fazla ihtiyacı olan şey, formanın değerini bilerek, özgüvenle ve beraberce oynaması.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder